Akışı Olmayan Sular, Pınar Kür ‘ün içinde 5 tane hikayesi
bulunan okuması rahat çokça depresif hikayelerle dolu kitabı. En çok kitabın
sonundaki Bitmiş Zamana Dair adlı hikayeyi sevdim ben.
Kitabın arka kapağı şöyle; Ölümü unutmalı, yaşamaya bakmalı!
Ölüm nasıl unutulur, biliyorsan eğer? Ölümü bildikten sonra nasıl yaşanır? Daha
önce yaşıyor muydum? Bir soru. Daha önce yaşıyor muydum? Yaşıyor muydum? Peki,
yaşamadan ölünür mü? Bir Soru Daha. Yaşamadan ölünür mü? Yüzeysel ilişkiler ve
aşklarla tükenip biten bir ömür yaşanmış sayılabilir mi? Yaşamın kıyısında
durup, yaşamın kendisini ıskalayıp yanı başından geçip gidebilir mi insan tüm
yaşamı dışarıda bırakarak? Yaşanmayan hayatlar, erişilmeyene duyulan özlem,
yarım kalan aşklar geçmişin birer yansıması olarak bugün de karşımıza çıkmaz mı
durup dururken? Yaşam ırmağının akmadığını hissedince ölüm bir çözüm olabilir
mi? 1984 Sait Faik Hikâye Armağanı`nı alan Akışı Olmayan Sular, Pınar Kür`ün
öykücülüğünde önemli bir dönüm noktası...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder